• Fyodor Mihailovic Dostoyevski de Mektuplar

    https://gigalibros.com/fyodor-mihailovic-dostoyevski.html

    Benim aziz ve iyi Babam, Oglunun senden harOlik istemesi iOin sana basvurmasini bir fazlalik olarak kabul edebiliyor musun? Tanri tanigim olsun ki, bu ne kisisel ihtiyaOlarim, ne de imkansizliklarin sonucu. Herhangi bir sekilde seni nasil soyabilirim? Onlari sikacagini bildigim halde, kendi et ve kanima bana bir iyilik etmelerini rica etmenin ne kadar buruk bir tadi var. Kendi kafam ve ellerim var. azgEr ve bagimsizim. Aslinda senden bir Kapek bile, istememem gerekir. Kendimi aci fakirligime gammem gerek. alEm yatagimdan bana destek olmani istemekten utanmam gerek aslinda. Olaylara bakacak olursan seni ancak gelecekle teselli edebilirim. Gelecek ki artik uzaklarda degil ve zaman seni gerOekleriyle ikna edecek. Su anda kelimenin tam manasi ile beni anlaman iOin sana yalvariyorum sevgili babacigim. -- Hizmet etmekteyim, istesem de istemesem de en yakin Oevremin zorunluklarina uymam gerekiyor. Neden bir istisna olayini? Baylesine istisnai davranislar genellikle en bEyEk hosnutsuzluklardan dogmaktadir. Bunu simdiden anlamis olman lazim sevgili babacigini. Bunun iOin de insanlara gerektigi kadar karismis durumdasin. Ve bundan dolayi lEtfen sayliyecegim seylere anem ver: Askere Akademinin her agrencisinin, kamp hayati en azindan kirk Ruble’ye ihtiyaO gasteriyor. (Bunu babam oldugunuz iOin yaziyorum.) Bu kirk Ruble’ye Oay, seker ve saire gibi ihtiyaOlar dahil degil. Rahatim iOin degil, ama en 13zaruri ihtiyaOlarim iOin bunlara sahip olmam gerekiyor. Yagmurda ve rutubette bezden bir Oadirda yatmak gerektigi zaman, hele insan, bayle bir havada egitimden EsEmEs ve yorgun danerse, bir bardak Oaya ihtiyaci olacak kadar hasta olabilir ki, bu son yillarda sik sik tecrEbe ile basimdan geOmistir. Senin sikintilarini da gazanEnde tuttugumdan atErE, Oay ve diger seylerden vazgeOip, senden sadece en zaruri ihtiyacim olan onalti Ruble’yi istiyorum. AIki Oift adi postal iOin.C Tekrar ediyorum, kitaplar yazi malzemeleri, kagitlarim, Oorap ve ayakkabilarim gibi esyalarimi bir yerde muhafaza etmem gerekiyor. Bunun iOin bir sandiga ihtiyacini var. Zira kampta Oadirdan baska hiO bir barinak yok. Yataklarimiz kilifsiz Ezerine Oarsaf artElmEs samandir. Simdi sana soruyorum, Sandigim olmazsa, nerede sakliyabilirim esyalarimi ? Sunu bilmen gerekir ki, benim bir sandigimin olup olmamasi Hazineyi irgalamiyor. Imtihanlar yakinda bi- tecegi iOin artik kitaba ihtiyacim olmayacak. Bundan bayle i giyimimle ilgilenecekleri iOin ayakkabi vesaire istemek zorunda kalmiyacagim. Oysa bos vakitlerimi kitapsiz nasil geOirebilirim? Bize verilen postallar aylesine katE ki, EO Oifti, sehirde bile giyilecek olsa, alti aydan fazla dayanmiyor. (Burada gerekli ihtiyaOlarin bir listesi var.) Son para havalenden onbes Ruble ayirdim. Iste garEyorsun sevgili Babacigim, en azindan yirmibes Rubleye daha ihtiyacim var. Haziran basinda kamp bitiyor. Eger oglunun bu aci ihtiyaOlarina destek olmak istiyorsan, Haziran’in basinda ona bu parayi gander. Bu dilegimde Israr etmeye cesaret edemiyorum: Fazla bir sey istedigim yok ama sEkranim sinirsiz olacaktir. II KARDESI MICHAEL’e. Petersburg, 9 Agustos, 1838 (Mektup, Dostoyevski’nin kardesine neden uzun sEredir yazmadiginin aOiklamasiyla baslar: Meteligi yoktur.) Tembel oldugum bir gerOek-Ook tembel. Eger benim hayata karsi yegane davranisim bu sEregelen tembellikse, sonum ne olacak ? Bilmem ki benim bu kasvetli halim beni asla birakacak mi ? Ve bayle bir haleti nahiyenin yalniz bir adama musallat olmasini dEsEnmek kionun ruhunun havasi dEnya ve ahretin bir karisimi gibi garEnmektedir. Ne tabiat disi bir ErEn, ta basindan beri iOindeki ruhsal yasalarina tecavEz edilmis… Bu dEnya bana, gEnahkar dEsEncelerle kaplanmis olan, ilahi ruhlarin arinmasi gereken istirap yeri gibi garEnEyor. Hissediyorum ki, dEnyamiz gepge-nis bir olumsuzluga egilmekte ve her gEzel, asil ilahi sey bir hiciv olarak karsimiza Oikmaktadir. Ve baylesine bir tabloda, kisi olagelirse, ki, o, ne fikirde ne de bir etkinin bEtEnEyle dengesindedir -o aslinda tek kelimeyle, tamamen kopmus bir kisidir- O zaman tabloya ne olacak? Tahrib edilmistir ve bundan bayle devam edemez. Ve kutsalin altinda sefillestigi bu kaba maskeyi sadece garebilmek ne mEthistir. Bir istegin tek gEcEnEn bu maskeyi paralamaya kafi gelip insanin ebede varabilecegini bilmek- BEtEn bunlari bilmek ve hala yaratiklarin en kEOEgE en sonu gibi hayata devam etmek… Ne korkunO! Ne asagiliktir insan! Hamlet! Hamlet! BEtEn bu uyusak ve aciz alemin iniltilerini aksettiren kaypak ve vahsi dilini dEsEndEkOe, ruhumdan en ufak bir iO Oekmesi, en ufak bir sitem kopmuyor… Kaderin o keskince baskisinin, acisinin altinda olan bu ruh, bEtEn EzEntEyE kapsayip, sadece kendi kalbini kir14 15maktadir. Pascal der ki: Felsefeye karsit olan kisinin kendisi filozoftur. DEzenin zavalli talihi. Kafi derecede saOmaladim. Sonuncunun disinda mektuplarindan sadece iki tanesi elime geOti. Yoksullugumdan bahsediyorsun kardesim. Ben de zengin degilim. Inanir misin ki, kamptan ayrildigim zaman bir kopek’im bile yoktu. estelik yolda soguk aldim (bEtEn gEn yagmur yagdi ve barinacak bir yer bulamadik). Nerede ise aOliktan hasta oldugum gibi, bogazimi islatacak bir yudum Oay iOecek bile param yoktu. Zamanla iyilestim ama, babamdan para gelinceye kadar, kamptaki en Oetin ihtiyaOlar kivrandirdi beni. BorOlarimi adeyip gerisini sarfettim. (Dostoyevski bu kisimda kardesinin durumu ve kendi mali gEOlEkleri hakkinda bazi aOiklamalar yapar.) Herneyse. Artik baska seylerden bahsetmenin zamani geldi. Okudugun kitaplarin Ooklugundan babErleniyorsun… Bu yEzden sana gipta ettigimi sakin aklina bile getirme. Peterhof’da en azindan senin kadar ben de okudum. BEtEn Hoffmann’lari Almanca ve RusOa olarak (Yeni aKater Murra henaz RusOa’ya Oevrilmis degil) Ayrica Balzac’larin da hemen hepsini (Bayak kisi Balzac!) Onun kisileri hep zekcyi kucaklayan yaratiklar. Sadece zamaninin ruhunu degil, binlerce yilin batan Oabalarini, insan ruhunun gelisip kurtulmasini belirtmek iOin Oalismistir. Bunlarin disinda Gatlie’-nin aFaustunu ve kisa siirlerini, Polevios’un tarihi aUgoli-noa ve aUndineayi okudum. (Baska bir zaman Ugolino’dan uzun uzun bahsedecegim.) Ve nihayet aCromwella ve aHer-nania hariO Victor Hugo’yu… HosOa kal. Bana mamkan oldugu kadar sik yaz. Zira mektuplarin benim iOin bir zevk ve teselli kaynagi oluyor. Hemen cevap ver. Mektubunu en geOinden on iki gan iOinde bekliyorum. Yaz bana ki tamamen Oakmiyeyim. Kardesin F. Dostoyevski. 16 Yeni bir plcnim var: Deli olmak. Bu, insanlarin akillarini kaybettikten sonra tedavi olarak tekrar, akillanmalari iOin yegane Oikar yoldur. Eger batan Hoffmann’lari okuduy-san, Alban’i hatirliyacaksin. Nasil buluyorsun onu? Anla-isilmazligi avuOlarinin iOine aldigi halde, onunla ne yapacagini bilmeden, Allah denen bir oyuncakla oynayan kisiyi seyretmek ne kadar mathis. III KARDESI MlCHAEL’e. Petersburg, 31 Ekim, 1838 Sana son yazdigimdan bu yana ne kadar zaman geOti sevgili kardesim. Bu kahrolasi imtihan, sana ve babama yazmama, I. N. Sidlovski’yi aramama engel oldu. (Not: Nikolay Sidlovski. Hazine memuru olan bu kisi, tumturakli soyut fikir ve egilimlerde siirler yazmis, daha sonralari iOki yazanden kendisini mahvetmistir.) Batan bunlardan ne kazandim? Daha terfi de edemedim. Ne korkunO! Batan bu sefaletin iOinde bir yil daha yasamak. Tam bir asagiligin kurbani oldugumu bilmeseydim, batan bunlara bu kadar kiz-rnayacaktim. Eger zavalli babamin gazyaslari ruhumu baylesine yakmasaydi, basarisizligim beni bu kadar azmiyecek-ti. Simdiye dek yaralanmis bir gurur hissinin ne oldugunu hiO bilemedim. Eger bayle bir his beni sarmissa, muhakkak kendi kendimden utanmam ve yazaman kizarmasi gerekiyor… Simdi sunu bilmen gerekir ki tam danyayi bir darbede ezip mahvetmek istiyorum… imtihanlardan evvel aylesi17 F: 2ne vakit kaybettim ki. Ayrica hasta ve sefildim. Bayle olmasina ragmen, kelimenin tam anlami ile batan Oabalarima. ragmen gene de birakildim. Bu kendisine ders yili iOinde biraz kastah davrandigim Cebir hocasinin verdigi bir kararla oldu. Bu davranislarimi bugan bile unutmamak basitligi ve adiligini gasteren Profesar bana kaOamak yollu bir sekilde, basarisizligimin nedenlerini aOikladi . On numara azerinden, ortalama dokuz buOuk tuttugum halde birakildim… Ama hepsine bos ver. Eger istirap Oekmem gerekiyorsa, Oekecegim… Bu konuda daha fazla kcgit ziyan etmek istemiyorum. Zira seninle konusmak firsati o kadar seyrek elime geOiyor ki. Dostum, bir ozan gibi felsefe yapiyorsun. Oysa insan ruhu devamli olarak en yaksek noktasinda olamiyacagi iOin yaptigi felsefe gerOek ve tam olmuyor. Kisinin daha fazla bilebilmesi iOin, daha az hissetmesi gerekiyor. Ya da bunun, tam tersi. Kararlarin Ook kus beyince- bu yaregin sadece bir Oilginligindan ibaret. BILMEK kelimesi ile kesinlikle ne demek istiyorsun ? Tabiat, ruh, ask ve Allah kisinin ancak yaregi ile hissedilebilir, yoksa akil yoluyla degil. Eger biz ruhlar olsaydik kisiligimizin salindigi ruhlar clemine yerlesebilirdik. Oysa bizler danya yaratiklariyiz ve fikirleri ancak tahmin edebiliriz, yoksa onu tam mcncsi ile kavramak elimizden gelmez. Ruhun iO merkezlerinde, geOici kuruntular arasinda zekcmizi gaden seye AKIL demekteyiz. Akil maddi bir kabiliyettir, oysa can veya ruh, yaregin fisildadigi dasanceler azerinde yasar. Dasance ruhta dogar. Akil ise-bir clet, ruh atesi ile gadalen bir makinadir. Insan akli ki (bunun azerinde en azindan bir balam durmak gerekir) bilgi malklerine sizdigi zaman; duygudan bagimsiz olarak Oalisir ve bu sebeple de yarekten uzaklasir. Ama gayemiz ask ve dogayi anlamaksa o zaman yaregin ululuklarina dogru yanelmek zorundayiz 18 IV KARDESI MICHAEL’e. Petersburg, l Ocak, 1810 Sitemlerine cevap verip, beni yanlis anladigini belirtmek istiyordum. Diger seylerin yaninda bahsetmek istedigim bazi seyler vardi. Oysa sana bu mektubu yazarken, aklima aylesine tatli anilar ve dasler geldi ki, baska seylerden bahsetmek elimde degil. Sadece bir noktaya temas etmek istiyorum. Sence bayak olan ozanlari ben hiO bir zaman, birbirleriyle kiyaslamayi ve aralarindaki farklara varmayi aramadim. Ve hiO bir zaman Schiller’le Pushkin arasina bir paralel Oekmedim. Bunu nasil dasanebildigini tahayyal edemiyorum! Mektubumun o balamande beni ikaz etmen gerekiyor, Schiller ve Pushkin’in isimlerini yan yana koymam mamkan olabilir ama, ben senin aradaki virgala farkedecegini tahmin ediyordum. En ufak bir benzerlikleri bile yok. Oysa Pushkin’le Byron arasinda bir benzerlikten bahsedilebilir. Ama Homerte Victor Hugo arasindaki iliskide beni tam anlami ile yanlis anladigindan eminim. Sunu demek istiyorum: (Efsanevi bir kisi olan Homer, bize, Tanri tarafindan yollanan Isa gibi bir kimsedir, ve ancak Isa ile kiyaslanabilir. Oysa Victor Hugo ile asla.) Aabala kardesim. Tam Oabala, Illiad’a girebilmek iOin. Dikkatle oku. (Sunu itiraf et ki, onu asla okumadin. Homer, Il-liada’da kadim danyaya, danya ve ahret argatlenmesini, Yeni danyanin Isa’ya borOlu oldugu gibi belirtti. Simdi beni an-liyabiliyor musun? Victor Hugo bir csiktir, bir melek kadar temiz, ve onun siirleri Hiristiyan dasancesinin sonuna dek, temizliginin belirtisidir. Bu konuda kimse onunla asik atamaz. Ne Schiller (Eger Hiristiyan bir ozansa) ne lirik Sha-kespeare, ne Byron ne de Pushkin Onun Fransizca Sonnet’- 19lerini okudum. Sadece Homer’in, hizmet ettigi tanrisal siire ve siirlerine karsi sarsilmaz bir inanci var-sirf bu bakimdan siirleri Victor Hugo’nunki gibi ama fikirleri, tabiatin kendisine verdigi anlatim basarisi bakimindan daha baska. Ben aslinda hiO bir zaman buradaki fikirleri kasdetmedim. Aslina bakacak olursan, bence Dersavin lirik bir sair olarak, her ikisinden de daha astan. HosOakal benim aziz dostum. Hamis.-- Seni bir kere daha azarlamam gerekiyor. Siirin seklinden bahsettigin zaman, bana oldukOa deli dolu garanayorsun. Ciddi saylayorum bunu. Uzun bir zamandan beri, senin bu konuda tam manasi ile normal olmadiginin farkindayim. Son zamanlarda, Puskin hakkinda bazi imalarda bulunuyorsun. Ben bunu istiyerek ele almadim. Senin tarzindan ise, gelecek mektubumda uzun uzadiya bahsedecegim. Zira su anda ne vaktim ne de imkcnim var. Latfen bana sayler misin, hangi alOalere dayanarak, tarzlarinin kata oldugunu ileri sarerek Racine ve Corneille’nin bizi tatmin etmedigini ileri sarebiliyorsun. Gidi seni sefil alOak! Ve nasil bir kastahlikla ilcve edebiliyorsun: aVe her ikisinin de kata birer sair olduklarini dasanebiliyor musun diye. aR.acine sair degil demek. Idealist, atesli, titiz olan Racine sair degil ha? Bunu sormaya nasil cesaret edebilirsin?a Onun aAndromaque’inia okudun mu bakalim? aIphigeniea sini okudun mu? Her hangi bir sekilde onun harikulade olmadigini iddia edebilir misin? Racine’in Achilles’i, Homer’-le ayni tarden gelmiyor mu? Seni temin ederim ki, Racine bunu Homer’den araklamis, ama ne sahane bir sekilde. Ne harikuladedir onun kadinlari. Onlari takdir edip anlamaya Oalis. Diyorsun ki: aRacine bir dahi degildir, bayle olunca nasil bir dram yaratabilir. Sadece Corneille’yi taklid ediyor.a Peki ya aPhedre’si?a Kardes, eger sen aPhedre’nina en saf ve en yaksek bir siir oldugunu kabul etmiyorsan, senin hakkinda ne dasanecegimi bilemiyorum.